Sinem Uçar Denge
Çocuk Gelişimi UzmanıAile Yılı: Köklerimizi hatırlamak, geleceği büyütmek
24 Mayıs 2025 Cumartesi, 11:13Bir çocuğun ilk gülüşüyle başlar hayatın ritmi... O gülüşün yankı bulduğu ilk yer, bir ailenin kalbidir. Aile, sadece birlikte yaşanan bir yer değil; birlikte hissedilen, birlikte iyileşilen, birlikte büyünülen bir sığınaktır. 2025'in "Aile Yılı" olarak ilan edilmesi, bize yalnızca bir temayı değil, en derin köklerimizi hatırlatıyor. Çünkü çocukların nasıl büyüdüğü, geleceğin nasıl şekilleneceğini belirler. Ve her çocuk, önce ailesinin gözlerinden kendine bakar. Ailede sevgiyle büyüyen bir çocuk, hayata umutla tutunur. Bu yıl, sadece geçmişe değil, geleceğe de bir söz verelim: Aileyi güçlendirmek, insanlığı onarmaktır.
2025 yılı "Aile Yılı" olarak ilan edildi. Bu sembolik kararın çocuk gelişimi , psikoloji ve pedagojik bağlamda derin anlamları var. Çünkü insan gelişiminin ilk adımı ailede atılır, kişiliğin temeli ailede şekillenir, bireyin dünyaya bakışı, kendilik algısı ve ilişkisel kapasitesi aile ortamında filizlenir. Aile, sadece bir kavram değil; bir çocuğun hayata tutunduğu ilk köktür. O kökün gücü, o çocuğun geleceğini belirler.
Şunu net olarak söyleyebilirim ki: Güvenli bağlanmanın ilk örüntüsü, bebekle bakım veren arasındaki ilişkide kurulur. Bu ilişki, sadece çocuğun ruhsal sağlığı değil; beyin gelişimi açısından da belirleyicidir. Bebeklikten itibaren duyulan sevgi, hissedilen güven, kurulan göz teması ve duygu yansımaları; sinaptik bağlantıları şekillendirir, stres eşiğini belirler, öz düzenleme becerisini geliştirir. Aile, çocuğun sinir sistemiyle bile konuşur.
Ailedeki Bakış, Çocuğun İç Sesidir
Çocuk, önce ailesinin gözünden kendine bakar. Eğer ailesinin gözlerinde değer, kabul ve sevgi görüyorsa; kendi iç sesine de bu duygularla yerleşir. Ama yetersizlik, beklenti, eleştiri dolu bakışlarla büyüyen bir çocuk; kendi benliğini de hep eksik hisseder. Bu nedenle, bir çocuğun psikolojik sağlamlığı, ailede kurulan duygusal atmosferle doğrudan ilişkilidir.
Gelişimsel olarak baktığımızda, 0-6 yaş döneminde çocuğun tüm bilişsel, sosyal ve duygusal becerileri aile ortamında temellenir. Dil gelişimi, oyun becerileri, öz bakım alışkanlıkları, problem çözme yetisi... Bunların hepsi; çocuğun ailesiyle kurduğu etkileşimle beslenir. Aile ne kadar kapsayıcı, destekleyici ve güvenli bir yapıdaysa; çocuğun öğrenme motivasyonu, dış dünyaya açılma isteği ve öz yeterliliği de o denli güçlenir.
Ailenin Gücü Toplumun Ruh Sağlığıdır
Çocukların gelişim süreçlerinde en sık karşılaştığımız sorunların kökeni aile dinamiklerine dayanır. Çocukluk döneminde yeterince duyulmayan, anlaşılmayan, görmezden gelinen bireyler; yetişkinlikte bu açıkları farklı yollarla kapatmaya çalışır. Bağlanma sorunları, kaygı bozuklukları, kimlik karmaşaları, değersizlik duyguları, sınır problemleri... Tüm bu gelişimsel zorluklar, sağlam köklerle büyümemiş aile ağacının dallarında kendini gösterir.
Bu yüzden "Aile Yılı", sadece bir farkındalık teması değil; bir toplum sağlığı çağrısıdır. Devlet politikalarından yerel yönetimlere, okul sistemlerinden sağlık hizmetlerine kadar tüm yapıların aileyi destekleyici hale getirilmesi bir zorunluluktur. Çünkü bireyin değil, toplumun iyiliğini istiyorsak; aileyi korumakla başlamalıyız.
Köklerimize Dönelim ...
Anlatmak ve Dinlemek
Modern hayat, aile içinde konuşmayı azalttı. Hızlı yaşam, dijitalleşme ve yalnızlaşma; aynı çatıyı paylaşan bireyleri birbirinden uzaklaştırdı. Oysa çocukların en çok ihtiyaç duyduğu şey, sadece duyulmak ve anlaşılmaktır. Bir çocuğu dinlemek; ona değer vermek, varlığını onaylamak, duygularına eşlik etmektir. Bu bağ, sadece o anı değil, o çocuğun tüm yaşamını iyileştirir.
Aile Yılı vesilesiyle, yeniden sormamız gereken sorular var:
• Ailede çocuk gerçekten görülüyor mu?
• Çocuğun duyguları duyuluyor mu?
• Aile içi iletişim destekleniyor mu?
• Çocukların yüksek yararı, karar süreçlerinde önceliklendirilmiş mi?
Bu soruların yanıtı, sadece bir yılın değil; bir neslin ruhsal geleceğini belirleyecek.
Geleceği birlikte Büyütelim ...
Bugün bir çocuğun gözlerine sevgiyle bakan her anne, her baba, her öğretmen, her bakım veren; sadece bir bireyi değil, geleceği büyütür. Ailede onarıcı bir bakış varsa, çocuk güçlü büyür. Ailede sınırlar sağlıklıysa, çocuk kendine güvenir. Ailede sevgi şartsızsa, çocuk da koşulsuz sever.
Aile Yılı, bize bir gerçeği hatırlatıyor: Köklerimize ne kadar iyi bakarsak, gölgemiz o kadar güçlü olur. Ve ancak sağlam kökler, fırtınalara dayanıklı bir gelecek yaratabilir.
Artık bilmemeniz gereken önemli bir konu var , bir çocuğun dünyasını iyileştirmek, tüm dünyanın geleceğini onarmaktır. Aile, yalnızca geçmişten getirdiğimiz bir gelenek değil; geleceğe bıraktığımız en büyük emanettir. Bu yüzden Aile Yılı'nı yalnızca bir kutlama olarak değil, bir çağrı, bir sorumluluk, bir dönüşüm fırsatı olarak görmeliyiz. Her çocuk, sevildiği bir ailede kök salmalı; her aile, desteklendiği bir toplumda büyümeli. Çünkü kökler ne kadar derinse, gelecek o kadar güçlü yeşerir. Ve unutmayalım: Aile varsa umut var, sevgi var, hayat var.
Sinem Uçar Denge
Çocuk Gelişimi Uzmanı / Yazar
Yorumlar
Yazarın Diğer Yazıları
-
"Hiç" neslinden "ben" nesline!
21 Ekim 2025 Salı, 16:46 -
Akran Zorbalığının Gölgesinde Çocukluk!
07 Ekim 2025 Salı, 13:12 -
Okula Başlamanın Duygusal Hazırlığı
31 Ağustos 2025 Pazar, 16:55 -
Dijital Çağda Çocukluk: Gelişimi Destekleyen Teknoloji mi, Sessiz Tehdit mi?
22 Mart 2025 Cumartesi, 14:27 -
"Babalar Bu Yazım Size "
10 Mart 2025 Pazartesi, 16:45 -
Ait Hissetmek: Çocukların Güven ve Mutluluk Anahtarı
25 Şubat 2025 Salı, 15:28 -
ÇOCUKLARIMIZI NASIL KORUYACAĞIZ ?
13 Eylül 2024 Cuma, 15:43 -
ÇOCUĞUM OKULA NE ZAMAN BAŞLAMALI ?
09 Eylül 2024 Pazartesi, 19:31 -
Çocuklarda travma
22 Ocak 2024 Pazartesi, 13:58 -
ÇOCUKLAR ve KİTAPLAR
03 Ocak 2024 Çarşamba, 20:08