Başkan Erkan Aydın: "KENTSEL DÖNÜŞÜMDE BÜROKRATİK ENGELLERLE KARŞILAŞIYORUZ"

Dijital Platform programına konuk olan Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Osmangazi ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. "OSMANGAZİ 10-20 MİLYAR DOLARLA BÜYÜK ORANDA DİRENÇLİ HALE GETİRİLEBİLİR" Silivri açıklarında olan Bursa'nın da hissettiği 6.2 büyüklüğündeki deprem bize bir kez daha depremin ansızın geldiğini gösterdi. Milyonlarca yıl bu deprem olmuş ve olmaya da devam edecek. Bu artık bilimsel bir gerçek. Biz 6 Şubat depremlerinin yıldönümünde Naci Görür hocamızı misafir ettik. O da bizlere detaylı anlattı. Dirençli kentler oluşturmak zorundayız. Kahramanmaraş depremlerinden örnek vermek gerekirse; o dönem milletvekiliydim ve depremin ertesi günü Elbistan ilçesine gittim. Orada 21 gün kaldım. Dehşet tablolarla karşılaştım. İnsanlar donarak öldü. Geceleri hava -20 dereceleri buldu. Deprem, Naci Görür hocamızın da defalarca uyardığı bir bölgede gerçekleşti. Uyarmak önemli ama maalesef Türk milleti olarak bilgiyi gereği gibi kullanmıyoruz. Bilimin bize gösterdiklerini sadece deprem olunca hatırlıyoruz. Birkaç ay sonra da her şeyi unutuyoruz. Kadercilik yapıyoruz. Yakınlarımızı kaybettiğimizde de çok üzülüyoruz. Deprem olmadan önce Kahramanmaraş ve civarındaki binalar 10 milyar dolar parayla dirençli hale getirilebilirdi. Güçsüz olanlar binalar güçlendirilebilirdi. Yıkılacak olanlar yıkılabilir ve daha planlı, fay hatlarından uzaklaştırılarak yeni yerleşim yerleri oluşturulabilirdi. Maalesef yapılmadı. Bugün 100 milyar dolar para harcayıp, 10 milyar dolar harcanacakken sağlanan güvenliğe gelemiyorlar. Üzerine de resmi kayıtlı 50 bin yurttaşımızı kaybetmiş durumdayız. Benzer durum Bursa'da da aynı. Bugün Bursa'da ve Osmangazi'de belki 10-20 milyar dolar para ile konutlar büyük oranda dirençli hale getirilebilir. Deprem öldürmüyor. Yapı stoku, riskli bina öldürüyor. Kahramanmaraş'ta 200 bine yakın konut 2-3 yılda yapıldı ama aynı fay hatları üzerine yapıldı. Yani 'ben kurtardım belki benim torunum da bunu yaşamayacak ama torunumun torunu yine ölecek' Bu binalar neden aynı yere yapıldı? Ölüm riskini kaldırmıyoruz, yeni kuşaklara aktarıyoruz. Bursa da aynı şekilde fay hattının belli olduğu yerlerde yeni imalatı engelleyecek düzenlemeler yapmıyoruz. Türkiye'deki yüksek enflasyon ve inşaat maliyetinin bu kadar arttığı dönemde bir konutun arsa maliyeti hariç 4-5 milyonları buluyor. Bir o kadar da arsa maliyeti eklendiğinde 100 metrekare daireye erişim fiyatı 10 milyon oluyor. Dolayısıyla insanların alım gücü bu konutlara erişmeye mümkün kılmıyor ama bir de gerçek var. "KENTSEL DÖNÜŞÜMDE BÜROKRATİK ENGELLERLE KARŞILAŞIYORUZ" Madem sosyal devletiz. Bu parayı deprem olup 50-100 bin kişi öldükten sonra değil, daha öncesinden harcayacaksınız. Onda birini harcayacaksınız ve bilimin emrettiklerini uygulayacaksınız. Osmangazi'de 550 bin bağımsız bölümün belki 400 bini depreme dayanıksız. Nilüfer yeni yapılaşma diyorlar ama en çok depremin hissedildiği yer Nilüfer. Çünkü zemin kötü. Sazlık ve su bölgesi. Sanayinin olduğu taraflarda su aşağı çekmez, durur. Göl gibi kalan yerlerde bugün 10 -15 katlı binalar var. Bunlar Osmangazi ve Yıldırım'da da var. Mühendislik hizmeti almamış, deprem yönetmeliğine uygun olmayan birçok yurttaşımıza mezar olacak yerlerle dolu. Kentsel dönüşümü yapalım diyorlar. Hazır olan birkaç yerimize dahil bir türlü başlayamadık. 3 kez bakanla görüştüm ama yol alamıyoruz. Bürokratik engeller var. Depremin ne siyaseti ne sağcısı ne solcusu var. Hızlıca çalışmalara başlamamız gerekiyor. KENT LOKANTASI, GENÇ KAFE, KÜTÜPHANELER" Özellikle gençler ve dar gelirliler açısından Türkiye'nin her yerinde karşılığını en çok gördüğümüz hem de önemli bir ihtiyacı kapatma açısından değerli projelerimiz. Halk Lokantası olarak açtık ama şu anda kent lokantasına çevirdik. Kent lokantası, genç kafeler ve kütüphaneler... Bu üç konu 'tam isabet' diyebileceğimiz projeler oldu. Kent lokantamızı Haziran ayında açtık ve şu ana kadar 200 bin yurttaşımız bundan yararlanmış oldu. 3 tane genç kafe var. Biri Osmangazi Meydanı'nda biri Soğanlı'da diğeri ise Soğukkuyu'da. Oralarda da 110 bine yakın yurttaşımızı ağırladık. Yine kütüphaneler günün her saatinde dolu. Çünkü bir öğrenci yemek yemek istediği zaman gidip 80 TL'ye yemeğini yiyebiliyor. 16:00 ile 17:00 arasında ücretsiz çorba ikramı yapıyoruz. Ücretsiz Wİ-Fİ hizmeti sunuyoruz ve fiziki koşulları çok güzel. Ulaşımı kolay. 600-700 bin kişiye yürüme mesafesinde hizmet ediyoruz. Bir öğrenci bütün günün burada geçirebiliyor. Çayı, kahveyi de uygun fiyatla içip dersini çalışıp, sosyalleşebiliyor. Geri dönüşümleri çok iyi. Güzel şeyler duyunca motivasyonumuz da artıyor.

İzlenme : 4,947

Kategori : Haber

Embed Kodu :

Öne Çıkan Videolar